Pazar, Aralık 30, 2007

ODTU SON SINIF JURISI

Aralık ayının son günlerinde (Perşembe, Cuma) ODTÜ Mimaride son sınıfların ilk yarıyıl jürilerine katıldım. Abdi Güzer - Lale Özgenel - Yeşim Hatırlı grubu okul dışından Ragıb Buluç ve beni çağırmıştı. (Bu blogu il yazdığımda Semra Uygur'un öğretim görevliliğine devam ettiğini sanıyordum. Düzeltiyorum: "...okul dışından Semra Uygur, Ragıp Buluç ve beni çağırmıştı".) 24 öğrencinin çalışmalarına baktık, konuştuk.

Bana en çarpıcı gelen husus bu jürilerin artık Aralık ayında yapılmasıydı. Öğrencilere diğer sınavlarına hazırlanma olanağı vermek için böyle yapılıyormuş... Bu eğitim sisteminde tasarımın yitirilen önceliğinin somut bir tezahürü. Aynı okulda ben öğrenciyken 21 saat (haftada beş gün, bütün öğleden sonraları) olan stüdyo süresi şimdi yarıya inmiş durumda. Bu herşeyden önce bugünün öğrencilerine yapılan bir haksızlık. Esas olarak da ODTÜ Mimarinin tasarım merkezli eğitim anlayışının tahribi.

Bir kere stüdyo saatlerinin azaltılması öğrencilere yanlış bir mesaj veriyor. Mimari tasarımın da diğer dersler gibi bir ders olarak (yanlış) algılanmasına yol açıyor. Öğrencinin stüdyo ortamında diğer öğrencilerle ve mimarlarla (öğretim üyeleri - görevlileri) interaction süresini kısaltıyor. Buna projelerin evde-yurtta hazırlanıp stüdyoya sadece gösterilmek için getirilmeleri eklendiğinde interaction ortadan kalkıyor da denebilir.

İkincisi final(!) jürilerin dönem sonundan bir ay önceye alınması, hem öğrencilerin tasarımlarının kuluçka süresini kısaltıyor, hem de dönem çalışmalarının tırmandığı bir zirve olması gereken final jürisini (final jürisine çıkarılacak sunuşu) sıradanlaştırıyor.

2003-2004 ders yılında Orhan Genç'in vefatı üzerine, onun boşluğunu bir ölçüde giderebilmek amacıyla, Erciyes Üniversitesine bağlı Yozgat Mimaride son sınıflara tasarım dersi vermiştim. Yukarıda eleştirdiğim kararların çoğunun okulların kendi akademik yönetimlerinden değil YÖK'ten kaynaklandığını biliyorum. Üniversitelere bir örnek elbise giydirme zorlamasının mimari tasarım eğitimini nasıl tahrip ettiğini güncel gözlemlerimle bir daha yazmak istedim.

Bu daraltılmış tasarım ortamında yetişip kısa süre sonra mimarlığa başlayacak öğrencilerin izlediğim çalışmaları önümüzdeki on yıllarda mimarlığın takip edeceği seyir hakkında bir ipucu vermiyor. Maalesef stüdyo'nun bir ortak "hava"sı yok. Ragıp Buluç bazı projeler için "aura"ları olmadığını altını çizerek işaret etti. Bense daha çok stüdyoda paylaşılan bir "hava" nın eksikliğini hissettim.  Başarılar da, başarısızlıklar da fazlasıyla bireysel - bulaşıcı bir ortamın eksikliği çok bariz. Öğrencilerde mimar olduklarında da sürecek bir yalnızlık duygusu hakim. İzlenimlerimin yersiz olduğunu umarım.

Jüriden fotoğraflar:





Salı, Aralık 18, 2007

Yeni Web Sayfaları

Aralık ayının geleneksel aralığında web sayfalarını düzenliyorum.

Yeni adresler:

Anayasa Mahkemesi Binası Mimari Proje Yarışması (2004)

ODTÜ Geliştirme Vakfı Mersin Koleji


Mimarlık Ankara sayfası da Ankara'da birlikte hareket eden mimarlık büroları için bir portal olarak düzenleniyor.